24 Ocak 2012 Salı

Tanju Okan – Koy Koy Koy

Tanju Okan - Koy Koy Koy

değişmez sorumuz
nedir ki sonumuz
toprak değil mi erkeni geçi
aldırma sen doldur be meyhaneci



çok ülkeler gördüm
çok diyarlar gezdim
öğrendim alemin sırrı nedir
dünyanın merkezi bu meyhanedir



ölürsün dediler
dün içirmediler
sanki sarhoş oldum bilmem neden
çıkmam tövbe bir daha meyhaneden

20 Ocak 2012 Cuma

evet evet
doğrusu bilmiyorum
dalıp dalıp gidiyorum böyle
dalıp gidiyorum ve dalgınlığımda bir kent
bir duvar, bir de sen, duruşunda güz özellikleri
dostlar, bütün dostlar içerde.

bir kent mi, bir yüz mü, binlerce yüz mü, bir kent mi
beyaz mı, daha mı beyaz, o kadar çok mu beyaz
bütün bunları kendime bir adres gibi sorup
hüznüme, kalbime, soğuğuma
gelecekten arta kalan bir mutluyum.

ben gelecekten korka korka dönen bir mutluyum
dünyanın bu küçük sesini işit
bak, bir dalı, bir örtüyü, bir denizi tutan ellerime
nanelerden, ıtırlardan, ıhlamurlardan gelen
anlayamadığın sevgililik
var ya
yani uzaktan yüzünü bile seçemediğin birinin
adı en sevdiğin şairin adıyken.

soruyorsun bir de
gülüyorsun, gül ya, neden gülmeyeceksin
ağlayacaksan ağla işte
bir gülüp bir ağlayacaksan böyle sen
soyulmuş bir dilim ayva yetişiyor gözlerime
kaynamış suda pembeleşirken.
kederlerde bütün yüzler birleşir
ve unutma gereklidir

bir başka bakışında da gökyüzleri vardır, düz
kuş sürüleri vardır, eğri
bir sana bir ayak bileklerine bakanların dünyası da vardır ki
ister kıyıları çekine çekine döven sulara benzet
ister ağır ağır yanan yaprak kümelerine
anlıyor musun
anlıyorsun elbette
ne yaparsan yap yürürlüktedir yetinmezlik.

maviyi soruyordun, gözlerimden yüzüme yayılan maviyi mi
bir renk değildir mavi huydur bende
ve benim yetinmezliğimdir
ve herkesin yetinmezliğidir belki
denecektir ki bir süre
ve denenecektir
bir akşamüstünü düşünmek bir akşamüstünü düşünmekten başka nedir ki.

gelecekten utanarak dönen bir sevinçliyim
ya sizler
ey sırasını beklemeden gelen akşamüstleri.


Edip Cansever
"herşeyden biraz kalır" diyordu hayat.kavanozda biraz kahve, kutuda bir kaç sigara, insanda biraz acı.


Turgut Uyar

19 Ocak 2012 Perşembe

Tori Amos, PJ Harvey, Björk, Massive Attack Mashup

Mükemmel olmuş....


PJ Harvey - Down By The Water
Tori Amos - Silent All these Years
Björk- Cover Me
Massive Attack - Dissolved Girl

18 Ocak 2012 Çarşamba

“Bir kelimeye, bin anlam yüklediğim zaman, sana sesleneceğim…”

                                                                                                   Özdemir Asaf
"Ne zaman bu şehirden kaçıp gitme isteği gelse, bir köşeye oturup geçmesini bekliyorum. Gidersem dönmem çünkü, biliyorum."
Cemal Süreya

15 Ocak 2012 Pazar


Aşar bizi ömrün boyu dalgalar gibi, boğuşmak zor cebimizde taşlarla.
Fırlatıp atmaktansa, ağırlığıyla batsak ya, ikimiz de cebimizde taşlarla.

Benden iyi, benden uzak
bir yer bulamam.
Ne kadar yoksam o kadar iyi
ama görünmez olamam.

bu kabuslar yeni başladı
yoktu daha önce
yeni rüya görmek istemem burdan gelir
bu yağmurlar düşer beton gibi
çöker üstüme

Üzgünüm eskisi gibi değil lunapark .


hiç gitmemiş gibi ışıklar ama...

Olduysa olan olur olmayaydı iyiydi..
"Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, seni yalnız komak var, o koyuyor adama."

14 Ocak 2012 Cumartesi

Jülide Özçelik





pamuk şekerdi sanki tertemiz o güzel bulutlar
çocukken renkli balonlar gibiydi tüm umutlar




gönül dağı yağmur boran olunca
akar canözüme sel gizli gizli
bir tenhada can cananı bulunca
sinemi yaralar, dil gizli gizli

dost elinden gel olmazsa varılmaz
rızasız bahçenin gülü derilmez
kalpten kalbe bir yol vardır görülmez
gönülden gönüle gider, yol gizli gizli

seher vakti garip bülbül öterken
kirpiklerin ok ok, cana batarken
cümle alem uykusunda yatarken
kimseler görmeden, gel gizli gizli


sevda dipsiz bir köy kuyu
düşersen bir daha çıkamazsın
zaman bak akıp geçiyor
ne yapsan bunu durduramazsın


bugün neden gelmedin
burası bomboş sensiz
bugün neden gelmedin
yalnızca hayalin kaldı bende

sen şimdi benden habersiz uzaklarda
yollarımız belki kesişmez asla
oysa gelseydin bu akşam gün battığında
bir umut vardı ama gelmedin..

bir gün elbet,
sen ve ben
buluşuruz bir deniz kıyısında
belki de yıllar sonra rastlarım sana
mehtaplı bir yaz akşamında

ama bugün neden gelmedin
bugün neden gelmedin
yalnızca hayalin kaldı bende
bugün neden gelmedin..

I was feeling sad
Can't help looking back

Set Fire To The Rain



I let it fall, my heart
And as it fell, you rose to claim it
It was dark and I was over
Until you kissed my lips and you saved me

My hands, they're strong
But my knees were far too weak
To stand in your arms
Without falling to your feet

But there's a side to you that I never knew, never knew
All the things you'd say, they were never true, never true
And the games you play, you would always win, always win

But I set fire to the rain
Watched it pour as I touched your face
Let it burn while I cry
'Cause I heard it screaming out your name, your name

When laying with you
I could stay there, close my eyes
Feel you here, forever
You and me together, nothing is better

'Cause there's a side to you that I never knew, never knew
All the things you'd say, they were never true, never true
And the games you'd play, you would always win, always win

But I set fire to the rain
Watched it pour as I touched your face
Let it burn while I cried
'Cause I heard it screaming out your name, your name

I set fire to the rain
And I threw us into the flames
Where I felt somethin' die, 'cause I knew that
That was the last time, the last time

Sometimes I wake up by the door
Now that you've gone, must be waiting for you
Even now when it's already over
I can't help myself from looking for you

I set fire to the rain
Watched it pour as I touched your face
Let it burn while I cried
'Cause I heard it screaming out your name, your name

I set fire to the rain
And I threw us into the flames
Where I felt somethin' die
'Cause I knew that that was the last time, the last time, oh

Oh, no
Let it burn, oh
Let it burn
Let it burn



"çay bardağında 
bırakılan dudak payı 
kadar bile 
uzak kalamam 
gözlerine 


yakın olsun isterim 
ellerime ellerin 
yanındaki beton binaya 
yaslanması gibi 
köhne bir evin 


seni bir çivi 
gibi çaktım 
çünkü beynime 
ve toplayıp 
bütün kerpetenleri 
attım denize"

"beni hangi urganla bağladın gözlerine
beni hangi ırmağa karıştırdın yeniden
senden kopamıyorum gözlerin var oldukça
sensiz yapamıyorum yüzün bahar oldukça
gözlerine baktıkça duruluyor yüreğim
ölse de, gözlerinden soruluyor yüreğim
indirme kirpiğini; tutuşmasın kainat
nazar kıl; ferahlasın; kavruluyor yüreğim
sensiz küle dönerek savruluyor yüreğim"

13 Ocak 2012 Cuma

"sen değil misin gizli bir kıvılcım gibi göz bebeklerimde duran
umutsuzlandığım her akşam
senin rüzgârın almıyor mu uğultulu yorgunluğumu
yoksulluğun eşiğinde kapaklandığım zaman
ellerimden sımsıkı tutmuyor mu
senin
iyimserliğin"

5 Ocak 2012 Perşembe

Oda TV davası 8. Duruşmasında Ahmet Şık'ın savunması

Biliyoruz ki bu sorun hiç de yeni değil. Türkiye yargısı her zaman taraflıydı, her zaman siyasallaşmıştı. Çünkü her dönemde müesses nizamın sahibi kimse onun sözcüsü ve onun ideolojisinin güdümündeydi. Bugün yaşananlar da bundan ibarettir. İlginç olansa bu gerçekliğin herkesçe biliniyor olmasına rağmen en yetkili ağızlar hep aynı yalanı tekrarlıyor: “Yargı bağımsızdır.” Sonra da emir kipinde bir öğüt veriyorlar: “Yargıya güvenin!” [Ahmet Şık]






Ahmet Şık'ın savunmasının tam metni için buraya tıklayın.

2 Ocak 2012 Pazartesi

"Kimdi cesaretimi kıran,üstelik

Yeni serüvenlere hazırlarken kendimi

Sesimi cılız,rüzgarımı yelkensiz

Bulan kimdi, ki şimdi geniş zaman

Kipiyle düşürüyor gölgesini anılarıma

Ama kimdi adını bir kadına ödünç verip

Doruklara çekilen büyülü doruklara

Biz Asmin dedik ona,sevgilim,kadınım,

Anamdı belki, ama o çoktandır

Üç bin metrenin altına inmiyor artık




İçimde bir fil sezgisi,kopup gitmeliyim

Dağlara yazmalıyım aşkı ve ayrılıkları

Asminli düşler kurmalıyım ya da birisi

Karşılık bulmalı canımı yakan sorulara

Kim demiyorum kim olursa olsun




Boynu kırılan bir oyuncaksam hırçın

Bir çocuğun elinde, ki celladım

Gözlerimi de oymuştu fırlatıp atarken

Yine de özlüyorum onu, niyetçi

Tavşanlara dönerken beklediklerim




Aynı soruyu sormaktan, minör

Ağrılardan yoruldum,gitmeliyim buralardan

İçimde buharlaşan cıvayı soluyorum artık

Yoruldum yoruldum yoruldum

Gereklilik kipinde yaşamaktan."





Ahmet Telli